Malum bu aralar herkesler facebook keşiflerinde... Yonja'nın pabucu damaaaa... Senelerdir görmediğimiz arkadaşlarımızı burada didikliyor, hali hazırda hayatımızda olanlarla da burada tekrar arkadaş oluyoruz! Eski sevgililerin isimlerini "search ediyor", sayfalarındaki isimlerden acaba hangisi ile arasında birşeyler olabileceği konusunda kafa yoruyoruz. Günün içkisi çilekli punch'tan gönderiyor, meme kanserine ya da AKP ye karşı sanal ayaklanma hareketleri yaratmaya çalışıyoruz... Bir de arkadaşları çok gösterme derdi varki bu en şapşalcası :) Zerre iletişimi olmayan insanlar birbirlerini "invite ve add ediyor" hatta abartıp sayfasında belirdiği kişinin diğer arkadaşları tarafından beğenilme ümidi taşıyor ha ha :)) Ufff adama bak 98 tane arkadaşı olmuş, aman da aman kimleri dürtsem de arkadaş listeme eklesem... Bakalım önümüzdeki günlerde bizleri feysbuk ta neler bekliyor???
Ben bu inek meselesinden sıkılıyorum başından beri. Eski çalıştığım yerde bunlarla ilgili bir toplantı yapmıştık. Toplantıdan anektodlar:
"Tek inek 7500 USD olmakla birlikte sürü alırsanız daha ucuza geliyor!!!" ha ha :). Toplantı sırasında çok creative örnekler gösterilmişti bundan önceki senelerde diğer ülkelerde yapılanlardan. İstanbul dakiler hiç de o tadı vermiyor. Bir de bu inekcağızların başına gelenler var ki sormayın!!! En bahtsızlarından beri Bonus ineğiydi bence. Zavallıyı önce feci bir yere koydular, Niş'in karşı köşesi, Nişantaşı'nın da merkezi yerlerinden birisi ama geceleri çöp koyulan bir yer!!! Karizma buradan gitti zaten! Bir de üzerindeki minik inekçikleri yolmaya başladılar mı teker teker!!! Vallahi birgün yolunmuş bir inek Maçka'dan eve doğru yürüken bir ağaç dibinde karşıma çıktı, acıdım :( Şimdi aynı inek Kanyon'da ve cam bir kafesin içinde!!! Aman bağışlar biran önce toplansın da işin iyice rezili çıkadan şu inekler ortadan kalksın :)
Ramazan geliyor... Annemlerin hep söylediği "biz küçükken yazlara denk gelirdi ramazan, susuzluktan bayılırdık" tadına yaklaşan bir şekilde hem de! Oruç tutan, tutmayan herkes hazırlıklarda. Sanki savaş çıkacakmışcasına dev kutularda satılan erzaklar, güllaç yaprakları ve üstlerinde gülsuyu şişeleri, carte d'or un kuantum fiziği formüllerine dayanarak ürettiğine inandığım Türk damak tadına uygun aşureli, kadayıflı dondurmaları (buarada dondurmayı mundar etmeden aynen reklamlardaki gibi kabından dilim şeklinde çıkarabilen var mı??), paylaşım mesajlı reklamlar... En çok da bunlardan sıkıldım. İftar sofrasına gelen kola, kapağı cebine koyan çocuk, mutlu pide kuyrukları (iftar saatine yakın herkesin birbirinin üstüne atlamaya hazır olduğunu birazcık unutuyorlar galiba bunları çekerken), sucuk reklamları...
Yazının anafikri: 3 başlığın içeriğinin kesişim kümesi. Hadi bakalım!