Friday, June 27, 2014

Boarding pass

Çocukken pul, misket, börtü, böcek biriktirenlerden olmadım hiç. Birara renkli peçeteler sonra da çokomel kağıtları ilk amatör koleksiyonerlik hareketleri oldu hayatımdaki. Sonra farklı şehir ve ülkelerde gittiğim müzelerden aldığım kurşun kalemleri biriktirmeye başladım. Son yıllarda farkına varmadan usul usul içine doğru girdiğim yeni bir alan keşfettim: Boarding pass ler. Seyahatlerden sonra çanta ya da cüzdan ceplerimde kalan bu mini kağıtları atmaya elimin gitmediğini fark ettim. Kimisi gidilen destinasyon, bazısı uyandırdığı heyecan, ötekisi hatırlattığı kişi başka birisi de akla getirdiği koku ya da lezzetlerle bir türlü çöpe gidemeyen boarding pass ler. Beni sadece uçak kapısından geçiren değil, sadece kendimle başbaşa, istersem uykuya dalıp gideceğim, istersem yarım kalan kitabımın yaprakları arasında kaybolup dönmeyeceğim ya da pencereden dışarıya uzun uzun bakıp hayallere dalacağım ya da aklımdakileri savuşturacağım saatlere götüren boarding pass ler. Bazen baktığımda neden ve kimle gittiğim konusunda hiçbir ipucu vermeyen, bazen de hiç beklemediğim bir anda, bir mont cebinde ya da cüzdanın en gizli köşesinde sıkışıp kalmış ve bulduğunda da yüzüne çocukça bir tebessüm konduran kağıt ya da demir paralar kadar muzip küçük kağıtçıklar. Daha da çok olunuz hayatımda. Bildiğim ya da bilmediğim maceraların geçiş garantisi olarak ;)