kelimelerin hayallere yetmediği anlardan...
sözcüklerin yaşanılanlara hazırlıksız yakalandığı durumlardan...
***
hayal etmediğim şekilde aynı zaman ve mekanlarda bulunmaktan...
hayal etmediğim bir kitabı okumaktan ama en çok da ilk sayfasındaki apayrı sarı, küçük kağıdı bulmaktan...
hayal etmediğim şekilde yıldızlara takılmaktan...
hayal etmediğim şekilde ismimi farklı bir şekilde duymaktan...
***
önce hayal edip sonra mı yaşarız???
yoksa önce yaşayıp sonra hayal mi ederiz???
***
burcu önce yaşıyor sonra hayal kuruyor bu aralar...
çünkü hayal etmediklerini yaşamanın ne kadar keyifli olduğunu fark ediyor her geçen gün...
ama "hayal bile etmediklerinin" ya da "hayal bile edemediklerinin" değil...
sadece hayal etmediklerinin...
sonra yaşadıklarının ardından kelimelerin, seslerin, görüntülerin hayalini kuruyor...
aslında hayalini kurmuyor; "hatırlıyor"...
hatırladığı şeylerin aklında güzel renkli post-it lere dönüşmesi için de illaki önceden büyük enerjiler, kocaman tedirginlikler ya da ürkek dilekler gerektirmediğini fark ediyor...
hatırlamak hayal etmekten daha çok keyif veriyor...
***
yürürken ayaklarına küçük yıldızcıklar yapıştıkça hafifliyor...
yıldızları nereden mi buluyor?
:)
2 comments:
Burcum hiçbir şey birdenbire olmadı bizlere.. Beklemediklerimiz hep uzun bir hazırlık dönemi –ZAMAN- gereksindirdi. Düşüncelerimizle,duygularımızla yolladık davetiyeler o ayağımıza yapışan hoş & süpriz yıldızlara. Biz unutsak bile onlar asla karşılık gelen olayları üstünüze çekmekten geri durmadılar. Zaten bunun böyle olacağını hep konuşmadıkmı biz:)Canımmm sın.
Senin gibi bir dosta sahip olduğum için teşekkür ediyorum, yanımda olduğun için, beni bırak benim için önemli insanların hayatlarında da bir iz bıraktığın için....GARİP BİR DÖNEMDEYİM BUNU SEN ÇOK İYİ ANLARSIN....
Post a Comment