Buaralar görmeyi daha çok seviyorum diye, yazmayı değil...
Ama yine de...
... ile pazar sabahlarına geç ve tembel bir başlangıç yapmayı ve en büyük tasalanmayı "kahvaltıya nereye gitsek acaba"larda bulmayı.
... ile mozaik pasta için bisküvi kırmayı, elbise provası yapmayı.
... ile sosyete kantini önünde gece yarısı kaçak oturuşlar yapmayı.
... ile tık tık ben geldim muffin lerimle diye başlaan dvd gecelerini.
... ile Anjeliqu'de yemek sonrası masada boş shot bardağı biriktirmece oynamayı.
... ile Su Kasrı etrafındaki demir parmaklıklara yağan karın altında dilimizi yapıştırmayı.
... ile Bebek diye yola çıkıp başka bir şehirde kendimizi bulmayı.
... ile çalışma saati olan 15:00'e falcı ayarlamayı
... ile 5 dk. içinde en hızlı tatil programını yapıp, en kompakt ve eğlenceli TT tatillerinden birine çıkmayı.
... ile sodalı börek ve Türkbükü keyfini.
... ile akıllı kelime oyunları oynamayı.
... ile "çiçeklik" te, şehrin en merkezi yerlerinden birinde en gizli kahve oturmalarını yapmayı.
... ile Yeşilköy'deki Rum Teyze'nin yerinde hindistancevizli incir reçelinin de olduğu kahvaltıyı etmeyi.
... ile yedi senedir yaptığım herşeyi.
... ile futbol oynama karşılığında masaj yaptırma bahisleşmelerini.
... ile 4*4 kar altı gece çıkmalarımızı, küvette Martini Brüt patlatmayı, çizgi film, tulum peynirli ıspanak salatası ve altın kaplama şampanya bardaklarında cola keyfini.
.... ile loş salon ışıkları eşliğinde, L koltuk tepesi şarap, yeşil zeytin ve çikolata sohbetlerini.
... ile vogue da bahar şarabı, reina da ferhat göçer bahaneleri yaratmayı.
... ile asansör önü sohbetlerini.
... ile kendi lugatımızla Ada, heyday, boncuk muhabbeti yapıp gülmeyi.
... ile bisiklete binmeyi öğrenmeyi ve gülmekten karnımı ağrıtmayı
özlemiş olabilirim... ve bunun için yazabilirim öylesine...
2 comments:
"...ile Burcumun evinde koltuğa şarap dökmmemeye çalışarak, yeşil zeytin yiyip Mercan Dede (15'lik;) dinlemeyi" diyesim gelis şimdi..
hosgeldin burcus :) ne tatli bi yazi..ben de benimkileri dusundum okurken :P
Post a Comment