Wednesday, October 10, 2007

Bir toparlarsak şayet…

  • Susan Miller: Bilmeyen varsa hala keyifle öğretilir. Her ayın 1’i akşama doğru mutlaka bakıyoruz ve içinde bulunduğumuz ay bizi neler bekliyor bunu öğreniyoruz ha haa :) Şaşırtacak kadar iyi biliyor :) Özetlemektense gir ve bak hemen şu link’e: http://www.susanmiller.com/

  • İstinyepark: Ferah ferah gezmek için keyifli. Değişik bir iki restoran görmek iyi oldu sonunda. AFM gayet cici G-MALLcum Kanyoncum, sinemada sosyalleşme olayında yeni bir rakibiniz var sanırım. FYI :) Bir de aklımda kalan en eğlenceli görüntülerden biri mall'un içinde ördek yavrusu gibi ardı sıra gezinen yuva çocuklarıydı :) Öğretmenleri ne anlatıyordu acaba??? "Bakın çocuklar burası Armani, hemen sağınızda ise Zegna ve Chanel. Burası da biraz daha büyüyünce spordan ziyade sosyal kelebeklik adına uçup konacağınız Hillside, ama şuanda kapalı. Attaaaaa gitmişler de ondan!!!

  • Turkcell Reklamları: Şu Turkcell bebelerinden sıkılmıştım artık. Ama bu en son futbol milli takımı için yaptıkları reklam hoşuma gitti. Lady d’Arbanville üzerine Yaşar’dan Türkçe sözler, milli birlik, beraberlik, kırmızı, beyaz, taraftar, yaşaaa, varollllll, gooollll!!!


  • Bıçak Sırtı: Pek dizi insanı değilim açıkçası. Örnek verecek olursak: Çemberimde Gül Oya’yı, yanımda yapılan sohbetlere yabancı kaldığım ve hiçbir fikrimin olmadığı konular ve karakterler hakkında sorular sorarak ateşli dizi sohbetlerinin üzerine kar yağdırdığım için elime tutuşturulan dvd ler sonunda bir haftada izleyerek öğrenmiştim. Ama bu Bıçak Sırtı son zamanlarda pek bir keyifle izlediğim dizi oldu. Senaristlerinden biri Bilgi’den arkadaşım olduğu için merak ettim önce açıkçası ama galiba artık ben bu diziyi izliyorum :)


  • Todori: Bu mekanı keşfettim sonunda. Eylem öncü birlik oldu tabi. Burayı da sevdim. Arnavut ciğeri enfes. Görevli beylerin üzerimizdeki kıyafetlerin renklerine göre şal uydurma çalışmaları ise ayrı bir sempatik oldu :)


  • Santral İstanbul: Tarihi santral, bienal eserleri, Otto ilginizi çekmiyor olabilir ama boş bulanın üstüne atlayıp sürmeye başladığı bir örnek 50 adet bisikletten biri sizi biraz geçmişe götürebilir. Zira ben kaç senedir bisiklete binmediğimi hatırlamıyordum bile. Ama cumartesi günü pişmiş kelle gibi sırıtarak tur attım okulda :)


  • Goya’s Ghosts: Son zamanlarda izlediğim en hoş filmlerden biri. Tam da dvd alıp eve çöreklenme günleri yaklaşırken aklınızda olsun :) http://www.youtube.com/watch?v=e7sxnuVH8bk

  • Tarçınlı Kahve: Londra’da yaşayan arkadaşım Serra ile feysbuk’tan birbirimizi keşfetmenin mutluluğunu yaşarken ondan kaptığım bir tarif oldu. Tarçın kokusunu sevenler için...

1 comment:

Duygu Unal said...

hiho hihohohohohooooo :)
istinyepark'a cok guldum burcus! :) :)