


Yine geliyor haftasonu! Küçükken ne kolaydı bu işler yahu! Azmedip cuma günü ödevlerini bitirenler pamuk helva kıvamında bir hafiflik ile uyanırdı cumartesi sabahına. Bitirmeyenler de uyanırdı ama birşekilde sokaktaki oyunun ya da TV deki çizgi filmin en tatlı yerinde havuz problemleri ya da ünite dergilerindeki anlamsız soru-cevap sayfaları gelirdi akla. Sonra Miki Mouse çizgi filmleri. Araya kahvaltı girerdi. Sonra gazete okunurdu, tabi şimdiki gibi değil, özellikle karikatür sayfaları. Okuma bilinmeyen dönemde anne-babanın kucağına oturulur onlara okutturulurdu bu oku oku bitmeyen karikatürler :)
Sonra olurdu öğle vakti. Hava sıcaksa evde oturulur "Kara Şimşek" beklenir ya da anneyle çarşıya çıkılır. Dönünce bir saat kadar öğle uykusu. Kapıyı çalıp "Burcu sokağa çıkçak mı?" diye soran 130cm. civarı şortlu veletler çoğaldıkça uykudan keyifle uyanılırdı. Sonra sokağa çıkılır, sanki o gün hayatımızın son günüymüşcesine bilinen tüm oyunlar oynanırdı. Arada bir eve gidip su içme, atıştırma seansları. En keyiflisi ise evde misafir varsa o anda mutfaktaki ıslak kekten ağzı balon gibi şişiren kocaman bir parça ile ayrılmaktı.
Akşam yemek saatine doğru ev halkının karşısına temiz çıkmak için duşa ayrılan vakitler ve özellikle yaz ise yemek sonrası tekrar sokak. Anne-babayı kızdırmaya ramak kala eve dönüş :) Gece tatlı bir yorgunluk ile dalınan uyku sırasında dev bardakla karşınızda beliren süt ve hastaysan şayet sütün içindeki balın kokusu...
Pazar sabahı, çocuklar için jimnastik, yine çizgi film seyri ve sonrasında işitme engelliler için haber bülteni ve Hikmet Şimşek yönetiminde klasik müzik konserleri... Bir sebep yaratarak mutlaka ailece yapılan programlar. Eve dönüşte yine banyo, bu sefer sebep sevimsiz okul için aklanıp paklanmalar ve tam Alf başlarken annemin tırnaklarımı kesmek istediği o stres dolu saatler!!! Stres dolu çünkü tırnakların yendiği utanç yılları! Akşamında mutlaka "balık". Nedendir bilinmez pazar günü mutlaka balık yenmeliydi sanki ve her yiyişte süt dişlerinin çürüklerle verdiği mücadelede yenik çıkmasıyla ağlanmalıydı!!! Evet balık yemek benim için ağlamaktı!!! Sonra "Bizimkiler" izlenir... Ve sevimsiz pazartesiye doğru uykuya yatılır...
Peki büyüyünce herşeyin bu kadar komplike yaşanmaya başlaması zorunluluk mudur? Hafta sonları neden bu kadar avare geçirilememektedir??? Alf nerededir, Ivy'nin babası uzaydan dönmüş müdür?... Nerede cevaplarım???
Evet bu hafta sonu daha basit ama bir o kadar daha eğlenceli geçirilmelidir :)
1 comment:
kizim super yaa!
sen benmissin megersem :)
optum cok
duygu
Post a Comment