Tuesday, September 27, 2005

Muzungu oldum mu ben şimdi???

Masa takvimime bir göz atıyorum.
Her kare icinde birseyler yazıyor.
Bir kelime ile "şifrelenen" binlerce kelimeyle özetlenecek programlar.
Meliscim mercimekli roka salatamın tadına baktı sonunda! Türk kahvesi yapamadık bu sefer ama burası Boston değil artık, kahve içip Jazz Love dinlemek çok daha kolay :)


Peki cuma oldu ne oldu? Yumulta'ya "bye bye" partisi oldu. Meltem ver elini Uganda diyor. Uganda'da "gorilla safari" yapmak isteyenler alın size bir tanıdık işte! Merak etme Yumultam "Gorillas in the Mist" i daha çok insana izletme görevi buralarda bende artık :) "Kumari Devi" ve bendeniz CC Burcu, anlaşmış gibi beyaz giymişiz. Tekneden az önce inip karaya ayağımızı basmış gibi. Tünel'e uzun zamandır gitmiyordum, nasıl canlanmış!!! Cam kenarından süzülüp, yapılı saçları ve rujlu dudaklarıyla kendisini göstermek istediği gençlerin yolunu işve ve cilveyle gözleyen bir kız gibi... Carnival'in sokağına girer girmez elim fotoğraf makinama gitmişti bile, mekanın içinde duvarda asılı olan kocaman fotoğraflara bayıldım.

Sonra bir bir kızlar, benim de davetlim olan canımcım Sedacım, Lalecüüüüm ve Dinçercim geldiler. Gecenin en güzel sürprizlerinden birisi Seda'nın şerefime patlattığı 3 tüp Çokokrem oldu!!! Gecenin ilerleyen dakikalarında arada bir sokakta dans edip içeri kaçmalar sırasında, menünün yazılı olduğu siyah kocaman tahtayı gözüme kestirmiştim bile :) Bütün gece bana "pembe pipetli" içecekler taşıyan garson çocuk da el mahkum silmek durumunda kaldı tahtayı ve pembe tebeşirle tahtayı buluşturdum sonunda. Bir sürü bir sürü fotoğraf çekildi, gece biterken ben Meltemle "sirtaki" yapıyordum!!! Şaşırma, çünkü bizim hayatımızın bir parçası artık :) Tünel'den Bebek'e doğru bir uzanış ve sabahı kucaklayış...

Cumartesi oldu iyi oldu da Cumanın yorgunluğu Cuma da kalsaydı biraz :(Ama güneş güzeldi, biraz serindi ama güzeldi. Yıllar sonra bir kumbaram oldu, hem de "bikini giymiş bir inek"!!! Buradan duyurulur, evime gelen herkes ineğime yeni bikini almak için yardımda bulunmalı :p Cumartesi Sedacımın yemek daveti, Kız Kulesi, Boğaz Köprüsü, Öküz Gözü, 8 Kaşık Nutella, kocaman konuşmalar ve Koridor'da tesadüfi buluşmalar... Bir de birisi koridorun kuyumcu ya da narkoz masası misali aydınlığına bir çare bulabilir mi acaba?

Pazar 9:20 de uyanış ve 2dk. içinde ılık duşun altında 2. uykuya geçmek üzereyken en soğuk ve şiddetli ayarda açılan duş başlığı ile haykırış!! Kahvaltı öncesi tek küp şekerli Türk kahvesi ve Emek'te kahvaltı. Sinem motor sınavından geçti, sıra Seda da, önümüzdeki yaz ben de kelebekli pembe ya da uçuk mavi metalik motorumla aralarında pır pır gitme amacındayım. Sonra sahilde yürüyüş, fotoğraf çekiş, insanları izleyiş. Seda'ın içindeki alışveriş canavarını öldürüş, ofise uğrayıp keyifle birkaç saat keyifle iş yapış, akşam da 3 posta ağlamalı Hotel Rwanda izleyiş.

Pazartesi sendromuna girmediysem bu hafta, şu anlattıklarımdan olabilir mi acaba?? :)

2 comments:

Anonymous said...

Şekerim, gece güzeldi, içkiler güzeldi, sohbetler güzeldi, ee çekilen fotoğraflarda güzel doğal olarak fotoğrafa konu kişilerin güzelliği münasebetiyle :) Ama bence en güzel olan, kendini başka bir yerde, başka insanların içinde bu denli iyi hissetmeme, kocaman bir gülümsemeyle iyi ki varlar ve iyi ki ben de onların bir parçasıyım diyebilme lüksü.. İyi ki varsınız, TapTap

pigmelerle.dans.eden said...

Yumurtam, Takvimleri Dondurma Fakültesi ve Saatleri Ayarlama Enistitüsü günleri ve saatleri durdurma isteğini reddetti galiba... Gitme vakti geldiiiii!!! Yatcaz kalkcaz yatcaz kalkcaz ben gitcemmmm...