Ahmet Altan fanatiği değilim, çıkan her yazısını mutlaka okuyanlardan da... Ama bir yazısı var ki benim bile bazen üzerini sıkıca örttüğümü düşündüğüm biryerlere gidip dokunuveriyor... Defalarca okudum, hem kendime hem de anlayacağını düşündüğüm kişilere...Ne diyordu Müge orada hatırlıyor musun? Açılan yaranın kanamasını durdurmak için tam üstüne bir darbe daha! İşe yarıyor belki! Ya da en büyük darbeyi vurabilmek için "geri çekilmek". Bilmiyorum???
Isınma hareketlerindeyim yine şuanda, bir önceki maçın tüm ağırlığına ve uzunluğuna rağmen ama önümde bir ring var mı yok mu henüz bilemiyorum! Arada derede şeylere dayanamıyorum. Ya sıcak ya soğuk, ya yaz ya kış; ne ılık ne de sonbahar! Geçiş dönemi insanı olmadığımı birkez daha anladım, ne kendi geçiş dönemimin ne de başkalarının... Bazı şeyler dışarıdan ne kadar hızlı, ne kadar çabuk tüketiliyor gözüküyor! Rakibini tanımadan bunu nereden bilebilirsin ki..?
Dövüş olacak mı olmayacak mı hissedemiyorum! Belki yavaş yavaş bir süreliğine ringin kenarına geçme ve dinlenme vakti... Bu yazının tadı da "gri", rengin tadı olur mu diyenleri de istemiyorum...
No comments:
Post a Comment